Mehemed arif Cizrew 6188







Join the forum, it's quick and easy

Mehemed arif Cizrew 6188





Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Mehemed arif Cizrew

    ßy-m1cr0p
    ßy-m1cr0p
    Banned-User
    Banned-User


    Mesaj Sayısı : 29
    Points : 58
    Reputation : 4
    Kayıt tarihi : 07/11/09
    Yaş : 29
    Nerden : BANNED

    Cüzdan
    Altin Altin: 1
    Para Para: 1

    Mehemed arif Cizrew Empty Mehemed arif Cizrew

    Mesaj tarafından ßy-m1cr0p Çarş. Kas. 11, 2009 3:41 pm

    Geleneksel Kürt müziğinin önemli bir temsilcisidir Mêhemed Arîf Cizrewi. Yaşadığı şehri Cizre’yi, nedenleri farklılaşsa da bir daha dönmemek üzere terk eder. Kimi, Şex Sait isyanında tutuklanıp bir süre hapis yattıktan sonra yaşının küçük olması nedeniyle serbest kaldığını ve ondan sonra yaşadığı yeri, Cizre’yi bırakıp Irak’ta Zaxo şehrine yerleştiğini söyler, kimi Irak’ta yaşayan aile fertlerinin yanına, yaşadığı ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için daha genç yaşta göçtüğünü söyler, kimisi de, çok sevdiği kadın bir ağa ile evlenince bu acıya dayanamayıp yaşadığı şehri terk edip bir daha dönmemek üzere Irak’a yerleştiği söyler. Birbirinden farklı nedenler aslında icra ettiği müzik ile bir efsaneye dönüştüğünün, sesinin ulaştığı her yerde ne kadar hayranlık kazandığının göstergeleridir. Ama öte taraftan bütün bu farklılıklar Kürt sanatının, kültürünün kayıt altına ‘alınamamasının’ acı veren gerçeğinin bir başka göstergesidir. Kayıt altına alın(a)mamış zamanlara direnen, yenik düşmeyen, bitmeyen uzun bir hikayeden arta kalan seslerin, sözlerin yankılarıdır. Bu seslerin ve sözlerin geçmişin şifrelenmiş kodları olarak görmek gerekiyor. O kodlarla bizler geçmişe küçük bir aralıktan da olsa bakabiliyoruz. M. Arif Cizrewi’nin bizim görmemiz, anlamamız için aralıklı bıraktığı bir yerdir orası. Kürt geleneksel müzik formlarına sanatsal bir kimlik kazandırması, diğer kadim seslerin, sözlerin yaratıcıları (Meryem Xan, Kawis Axa, Şakîro, İsa Berwari…) gibi, göçlerle, savaşlarla, isyanlarla, ölümlerle geçen zamana direnmelerinden anlaşılmaktadır. Bu melodiler ve bu sözlerle beraber simgesel olarak özgürlüğe kavuşma çabalarını da görmek gerekiyor. Başka bir zamanda, başka bir mekanda özgürleştikleri ve bize de sundukları, tahayyül biçimleridir. Orada var oldukları, orada var ettikleri melodilerdir, sözlerdir. Cizrewi’nin yoksulluğu ve yaşadığı yalnızlığı onu ‘yersiz yurtsuz’ kılsa da bu gerçeği daha sonraki yıllarda yeni ilişkiler kurmasını, farklı biçimlerde müziğini sürdürmesinin yolunu da açacaktır. Bir anlamda dönemin Kürt kadın sanatçıları Ayşe Şan, Meryem Xan sonra İsa Berwari, ve diğerleriyle ortak çalışmalar, kayıtlar yaptırması mümkün olacaktır. 1949-72 yıllarında Bağdat Radyosu Kürtçe servisinde yine 1950’lerde kurulan Erivan Radyosunda programlar hazırlar, kayıtlar yaparlar. Cizrewi’nin şarkılarında, hep erişilemeyen, uzakta olan, bir düş kadar gerçekdışı olan kadın/kadınlar vardır. İsmini, yaşadığı yeri, kim olduğuna dair ipuçları verse de hep aynı kadındır ya da her seferinde başka başka kadınlardır. Bazen bir Zozani, bazen bir Koçer, bazen bir Xezal olur aşk, onda. Özgürleştiği, kendini huzur içinde bulduğu aşkın cismani halidir bu. Dolayısıyla kıyasıya bir aşk coşkusunu ama aynı oranda hüznü; ayrı olmanın, biraraya gelememenin amansız çaresizliğini, acısını da hissettirir bize, şarkılarında. Böyle olunca da onun müziği farklı kültürlerden, farklı dillerden pek çok insanı etkilemiştir. Çünkü insani olan bir rengi var sesinin ve sesine güç katan sözlerinin. Yersiz yurtsuz kalmanın, düşlenen ‘aşka’ kavuşamanın, coşkunun, ayrılıkların kendisi oluyor. M. Arif Cizrewi’nin müziğinde bu insani yönlerle beraber geleneksel Kürt müziğinin önemli bir temsili olarak karşılık bulmasındaki ana nedenlerinden sayılabilecek bir başka nokta kendine has olan tarzıdır. Kimi şarkılarından önce mekanları, kişilikleri tasvir eder. Hatta o anda, orada bulunan insanları dahil eder. Dinleyicilerine şarkının somut, görünen, görünmesini istediği halini canlandırmaya çalışır. Bu durum sesine, hikayeleştirdiği şarkıya yeni bir boyut katar. Bir anlamda küçük bir divanda, başka bir coğrafyada büyük rağbet gören ve belki de bundan habersiz olduğu, müzikal ve teatral formda bir sahne eseri olan Opera sanatıdır yaptığı. Şimdi vakit tüm bunları konuşmanın, yeniden anlamlandırıp, adlandırmanın vaktidir. Daha fazla tozlu raflarda bekletmeden, hafızalardan daha fazla silinmeden. M. Arif Cizrewi’nin tek fotoğrafla aramızda gezindiği, yaşlanmış, yorgun gözlerle bize baktığı halini düşünüyorum şimdi. O fotoğrafa her baktığımda yalnızlığına, el uzatıyorum. O yalnızlığına ortak olmak için, yorgun düşmüş bakışlara dalmak için, sesini duymak için, aslında yalnız olmadığını anlatmak için bir daha bakıyorum o fotoğrafa.

      Forum Saati Cuma Nis. 19, 2024 7:25 pm