Geçmiş Hayat
İnancım bu günlerimi belki
sorgulayamaz benim ama geçmişimin inaç ın olmadığı dönemlerden geldiğini
biliyorum.
Çok zaman önceydi tarihte medeniyet in olmadığı ve insanların
yatakta doğmadığı dönemlerde yaşlı ve tek gözü kör bir balıkçı nın yaşadığı
deniz kenarında dar girişli uzunca bir mağarada geçen çocukluk yıllarımı
hatırlıyorum ve bir anda zihnimde acı dolu haykırışlarla büyük savaş alanları
geliyor aklıma.İşte ben orada o savaş alanlarında en ön saflarda acımasız ve
insafsızca buluyorum kendimi her yerim kan çıplak ayaklarım kabuklaşmış kurumuş
kanlarla.Ardımda ve yanımda benimle birlikte savaşan birer hayvan gibi dögüşen
dostlarımla,sanki bir şeylerin intikamı alınıyor o yıllarda ve her vurulan
kılıçla bir huzur kaplıyor benliğimi insafsızlığım bir okadar daha artıyor.
Savaş bitiyor ölenler ölüyor yaralı olup acı çeken hiç yok düşman hattında
ya kellesi kesiliyor ya yüreği sökülüyor birer et yığınına dönüyor tüm bedenler
ve akbabalar bile farklı geliyor o dönemde hepside çekilmemizi bekliyor
parçalamak için geride kalanları.
Ben bunları yaşarken zihnimin
derinliklerinde yine o dönemde farklı bir yerde bir küçük çocuğu tutuyor ellerim
esmer üstü yırtık giysisi tek parça bir kız çocuğu tebessümle gülüyor ve
mutluluğunu okuyorum yüzünden diğer çocukların yanına götürüyorum onu ve her
birinin gözleri ışıldıyor güvenle gururla birbirleriyle oynuyorlar,içlerinden
biri sesleniyor ve koşuyor atılıyor kucaklarıma sıkıca sarıyor beni ve o
sıcaklığı şu an bile tanıyor bedenim o benim bebeğim.seviyor ve okşuyorum onu
öpüp kokluyorum ve dönüyorum bir köy deyim sazlarla çevrili bir deniz kenarında
mutlu insanların yaşadığı bir köyde bedenim.
Ve çığlıkları duyuyorum başka
bir gecede zihnimdeki karanlıklar içinde alevleri görüyorum o mutlu insanların
köyünde köye uzaktan bakıyorum ben bir salın içinde denizin orta yerinde çığlık
ve alevler haşroluyor yanık et kokusu sarıyor yaklaştıkça can havliyle yüzerken
köyüme.İşte oradalar tüm çocuklar toplu halde her birinin yürekleri parçalanmış
kiminin kafası ezilmiş her yerde cesetler ve kan kokusu yıkılmış yerde atlıların
uzaktan sesleri geliyor kulaklarıma ve işte şu an hatırlıyorum ben bu savaşları
bunun için yapıyorum.
Ne köyler bıraktık ardımızda nede yaşanacak yerler
kaldı geçtiğimiz düşman topraklarında bir kadınlar bir çocuklar hayatta geride
et yığınları ve kankokusu bir nehirden geçerken yıkanıyorum sadece haftalar
sonra üzerimdeki kandan zırhtan kurtuluyorum o anda.
Şimdi dostlar bunlar
belki birer hayal yada her ne ise ama her gece aynı kabus ve düşünce biliyorum
geçmişte biryerlerde bir şeyler bıraktım ardımda acı dolu bir hayat yaşamışım
oysa peki bu gün hala bu acılar neden yüreğimde yada anılarımda ya intikamı
alamadım o anda yada rabbim unutsun diye bir ömür daha vermiş
bana…..(migwars)
İnancım bu günlerimi belki
sorgulayamaz benim ama geçmişimin inaç ın olmadığı dönemlerden geldiğini
biliyorum.
Çok zaman önceydi tarihte medeniyet in olmadığı ve insanların
yatakta doğmadığı dönemlerde yaşlı ve tek gözü kör bir balıkçı nın yaşadığı
deniz kenarında dar girişli uzunca bir mağarada geçen çocukluk yıllarımı
hatırlıyorum ve bir anda zihnimde acı dolu haykırışlarla büyük savaş alanları
geliyor aklıma.İşte ben orada o savaş alanlarında en ön saflarda acımasız ve
insafsızca buluyorum kendimi her yerim kan çıplak ayaklarım kabuklaşmış kurumuş
kanlarla.Ardımda ve yanımda benimle birlikte savaşan birer hayvan gibi dögüşen
dostlarımla,sanki bir şeylerin intikamı alınıyor o yıllarda ve her vurulan
kılıçla bir huzur kaplıyor benliğimi insafsızlığım bir okadar daha artıyor.
Savaş bitiyor ölenler ölüyor yaralı olup acı çeken hiç yok düşman hattında
ya kellesi kesiliyor ya yüreği sökülüyor birer et yığınına dönüyor tüm bedenler
ve akbabalar bile farklı geliyor o dönemde hepside çekilmemizi bekliyor
parçalamak için geride kalanları.
Ben bunları yaşarken zihnimin
derinliklerinde yine o dönemde farklı bir yerde bir küçük çocuğu tutuyor ellerim
esmer üstü yırtık giysisi tek parça bir kız çocuğu tebessümle gülüyor ve
mutluluğunu okuyorum yüzünden diğer çocukların yanına götürüyorum onu ve her
birinin gözleri ışıldıyor güvenle gururla birbirleriyle oynuyorlar,içlerinden
biri sesleniyor ve koşuyor atılıyor kucaklarıma sıkıca sarıyor beni ve o
sıcaklığı şu an bile tanıyor bedenim o benim bebeğim.seviyor ve okşuyorum onu
öpüp kokluyorum ve dönüyorum bir köy deyim sazlarla çevrili bir deniz kenarında
mutlu insanların yaşadığı bir köyde bedenim.
Ve çığlıkları duyuyorum başka
bir gecede zihnimdeki karanlıklar içinde alevleri görüyorum o mutlu insanların
köyünde köye uzaktan bakıyorum ben bir salın içinde denizin orta yerinde çığlık
ve alevler haşroluyor yanık et kokusu sarıyor yaklaştıkça can havliyle yüzerken
köyüme.İşte oradalar tüm çocuklar toplu halde her birinin yürekleri parçalanmış
kiminin kafası ezilmiş her yerde cesetler ve kan kokusu yıkılmış yerde atlıların
uzaktan sesleri geliyor kulaklarıma ve işte şu an hatırlıyorum ben bu savaşları
bunun için yapıyorum.
Ne köyler bıraktık ardımızda nede yaşanacak yerler
kaldı geçtiğimiz düşman topraklarında bir kadınlar bir çocuklar hayatta geride
et yığınları ve kankokusu bir nehirden geçerken yıkanıyorum sadece haftalar
sonra üzerimdeki kandan zırhtan kurtuluyorum o anda.
Şimdi dostlar bunlar
belki birer hayal yada her ne ise ama her gece aynı kabus ve düşünce biliyorum
geçmişte biryerlerde bir şeyler bıraktım ardımda acı dolu bir hayat yaşamışım
oysa peki bu gün hala bu acılar neden yüreğimde yada anılarımda ya intikamı
alamadım o anda yada rabbim unutsun diye bir ömür daha vermiş
bana…..(migwars)